Deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunların kişilerde strese bağlı yeme bozukluklarına neden olabildiğini ifade eden Uzm.Diyetisyen İklima Meltem Evsen,”Yaşanan deprem felaketinden ötürü bozulan psikolojilerimiz duygu durum bozukluklarımız üzüntü,endişe ve korku başta mental sağlığımız olmak üzere bütün fonksiyonlarımızı etkiledi. Yaşadığımız stres ve korku nedeni ile yeme alışkanlığımız üzerinde bazı olumsuz değişiklikler meydana gelmekte, yemek yemeye dair bir stres bilinci oluşmaktadır”dedi.
STRES BİLİNCİ İKİ ŞEKİLDE OLUŞABİLİR
Stres bilincinin iki şekilde karşımıza gelebilğini belirten Evsen, “Birincisi kişi günlerce yemeden içmeden kesilebilir. Bazı ihtiyaçlarını karşılayamaz ve uzun bir süre uykusuzda kalabilir. İkincisi kişide yaşadığı felaketten ötürü duygusal açlıkta oluşabilir her an deprem olabilir göçük altında kalabilirim korkusu ile daha fazla yeme isteği de oluşabilir. Tam bu noktada daha fazla yemenin olumsuz sonuçlarını yaşamamak için kişi acaba fiziksel olarak mı açım veya duygusal olarak mı açım farkını anlayabilmelidir.Fiziksel açlıkta kişi gerçekten açtır ve vücudu karnından açlık sinyalleri verir kan şeker düzeyi düşürebilir ve yeme isteği oluşturabilir. Duygusal veya diğer bir adı ile psikolojik açlık durumunda ise kişinin istediği bazı besinler yeme isteğini arttırabilir. Burda daha çok stres faktörü ve korku yer alır. Buda kişiyi daha fazla yemeğe iter” şeklinde konuştu.
BAZI BESİNLERDEN UZAK DURMAMIZ GEREKİYOR
Duygu durumunun yeme eğilimi etkileyebildiğini ifade eden Diyetisyen Evsen, “Geçirdiğimiz bu deprem felaketinden ötürü oluşabilecek bütün ihtimalleri düşünüp tedbirlerimizi aldıktan sonra özellikle yeterli protein, karbonhidrat ve yağ tüketimine dikkat edilmelidir. Stresin ve korkunun yoğun olduğu bu süreçte duygusal açlığı azaltmak ve herhangi bir yeme bozukluğuna karşı stres faktörünü arttıracak bazı besinlerden bir süre uzak durmak gerekir.Bu besinlere örnek verecek olursak; Şekerli ve glütenli bazı gıdalar(Beyaz ekmek,şerbetli tatlılar,bazı içeriği belli olmayan hamur işleri…vb ),Kızartılmış gıdalar(cips,sebze kızatması,patates kızartması…vb ),günlük 200 mg’nin üstünde kafein tüketimi,bazı gazlı içecekler stres faktörünü arttırabilir”dedi.
Stresin oluşturduğu duygusal açlıkla başa çıkabilmek için;
*Açlık hissi oluştuğunda bir şeyler tüketmek yerine su içmek
*Doğa da daha fazla vakit geçirmek
*Temiz havada yürüyüş yapmak
*Dua, meditasyon veya nefes egzersizleri ile kendimizle daha fazla baş başa kalmak
* Yüksek kalorili yiyecekler yerine daha sağlıklı atıştırmalıkları tercih etmek
Stres faktörünü düşürmeye yardımcı olan besinleri özellikle bu dönemde tüketmek duygusal ve fiziksel olarak daha sağlıklı bir süreci desteklediğini belirten Uzman Diyetisyen İklima Meltem Evsen, “Bu besinlere örnek verecek olursak;Muz,bitter çikolata,süt,bazı balık türleri, yumurta…vb gibi besinler mutluluk hormonları arttırarak stres faktörünü düşürmeye yardımcı olurlar.
Unutmayalım ki hayatımızın her döneminde bazı zorluklarla karşılaşabiliriz. Bu tarz durumların bizi yemeğe itmesi sağlıksız bir davranış biçimidir. Fiziksel ve ruhsal sağlığımızı koruyabilmemiz için yaşam biçimimize ve beslenmemize dikkat etmemiz gerekir. Hepimize geçmiş olsun. Umarım ki bir daha böyle bir felaketle başa çıkmak zorunda kalmayız” diye konuştu.