Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gül Apaydın, reflünün belirtileri ve tedavisi hakkında bilgiler verdi. Apaydın, reflüyü tetikleyen gıdaları da sıraladı.
BERAT ASLAN
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gül Apaydın mide fıtığı, tümör, ülser, mide kanseri gibi hastalıkların da reflüye benzer belirtiler verebildiğini belirterek, mide içerisinde ciddi bir problem olmadığından emin olmak için reflü hastalarının mutlaka endoskopi yaptırmaları gerektiğine dikkat çekti.
Reflü hastalığının nasıl oluştuğuna değinen Apaydın şöyle konuştu , “Reflü, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması olayıdır. Normal sağlıklı bireylerde yemek borusunun mideyle birleştiği yerde, mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasını engelleyen alt özofageal sfinkter (AÖS) dediğimiz yapı bulunur. Çeşitli bu mekanizmanın görevini yapamadığı durumlarda mide içeriği yemek borusuna geri kaçarak reflü dediğimiz patolojik tabloya sebep olur. Yemek borusuna sürekli geri kaçan asitli mide içeriği yemek borusu iç yüzeyinde hasara sebep olur. Reflü tedavi edilmediği takdirde, uzun yıllar boyunca asitli içeriğe maruz kalan yemek borusunun iç yüzeyinde oluşan kronik yangısal durum kansere kadar ilerleyebilir. Yemek borusu kanseri reflü hastalığının en korkulan uzun dönem komplikasyonudur”dedi.
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gül Apaydın, “Reflünün arasında aşırı alkol, sigara, yağlı gıda tüketimi, bazı ilaçlar, alt özofageal sfinkterde gevşemeye sebep olan bazı hastalıklar, diyabet hastalığı, ülser, tümör, halk arasında mide fıtığı olarak bilinen hiyatus hernisi sayılabilir.
Reflü toplumda çok sık görülen bir sağlık problemidir. Hastaların başlıca yakınmaları mide ve yemek borusunda yanma hissi, iki göğüsün tam ortasında halk arasında iman tahtası olarak bilinen kemiğin altında yanma tarzına ağrı ve rahatsızlık hissi, ağıza acı- yakıcı su gelmesi, geğirme, bulantı, kusma, şişkinlik, yutma güçlüğü, aşırı tükrük salgısı, kalp krizi ile karışabilecek tarzda göğüs ağrısı, öksürük, ses kısıklığı ve horlamadır.
Tedavisi nasıl olur?
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gül Apaydın; Hastaların çoğu doktora başvurmadan kendi kendilerini tedavi etmeye çalışırlar. Bu tedaviler aralıklı, düzensiz ve uygun süre boyunca yapılmadığı için hastaya faydalı Genelde inatçı şikayetleri olan hastalar bir hekimden yardım isterler. Bazen semptomlar başka hastalıkların semptomlarıyla çok benzer olduğu için senelerce atlanabilir. Reflüye bağlı boğazda kronik tahribatın sebep olduğu kronik öksürükler senelerce allerji, farenjit tanılarıyla atlanabilir. Yine benzer şekilde kalp hastalığı semptomlarına çok benzer reflü semptomları olan hastalarda göğüs ve kalp kökenli ağrı araştırılırken reflü gibi basit bir atlanabilmektedir. Bu hekimin hastanın şikayetlerini dikkatle sorgulaması ve reflüyü aklına getirmesi gerekmektedir.
İnatçı reflü şikayetinin altında çoğunlukla mide fıtığı yatmaktadır. Ancak her mide fıtığı reflü şikayetine yol açmaz ve tedavi gerektirmez. Hastaya reflü hastalığı tanısı konduktan sonra yapılması gereken en önemli şey yaşam tarzı değişikliğidir. Alkol ve sigara tüketimi azaltılmalı, mümkünse hiç kullanılmamalı, gece yatmadan önce yemek yemekten kaçınılmalı, acı, baharatlı, asitli, naneli, kızartılmış yağ içeren gıdalardan uzak durulmalı, çay , kahve tüketimi azaltılmalı, sıkı kıyafet giyilmemeli, yatak başı yükseltilerek veya yüksek yastık kullanarak yatılmalı.
Medikal tedavi mide asit salınımını azaltmaya yöneliktir. Günümüzde mide asit salınımını son derece etkili bir şekilde baskılayan etkili ilaç seçenekleri mevcuttur. İlaç tedavisi en az 6 hafta uygulanır. Tedaviden fayda gören hastalarda yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte tedavi 6 aya kadar uzatılıp kesildikten sonra, hastaların çoğunda semptomlarda tam gerileme görülür. Her türlü diyet değişikliği ve medikal tedaviye rağmen şikayetleri azalmayan hastalara anti-reflü cerrahisi önerilebilir. Anti-reflü cerrahisi halk arasında mide fıtığı ameliyatları olarak bilinen ameliyatları kapsar. Bu ameliyatlar kapalı teknikle yapılır. 5- 10 mm’lik toplam 4-5 delikten karın içine girilerek ameliyat gerçekleştirilir. Cerrahinin başarısı % 90’ın üzerindedir. Uygun ilaç tedavisine rağmen inatçı reflü semptomlarında gerileme olmayan hastalarda cerrahi en etkili tedavi seçeneğidir. Uzun yıllar boyunca tedavi edilmemiş reflü hastalığının yemek borusu kanserine sebep olabileceği unutulmamalı ve reflüyle ilgili şikayetlerin varlığında mutlak surette bir hekime başvurulmalıdır.